|
İlahi Güveni Kazanmak 28.01.2020
Güven vermek ve güven kazanmak her insana nasib olmamaktadır. İman; kişinin iradesini hakka yönlendirmesiyle
beraber, Allah vergisidir.
İnsanın hidayete ermesi Allah'ın izni ve lütfuyla gerçekleşmektedir.
Bizler şu anda mü'min ve müslüman olduğumuzu söyleyebiliyorsak, Allah'ın kalplerimizi hidayetle tezyin
etmesindendir. Bu beyanı Hucurat suresindeki ayetten anlıyoruz.
Dinimiz İslam, (Kur'an-ı Kerim ve Sünnet-i rasulüllah) irade eğitimimiz için ilahi emir ve yasaklardan bahsetmektedir.
Din, akıl sahibi insanlar içindir. Aklı olmayanın dini yani sorumluluğu yoktur.
Aklım var iddiasında bulunanların ilk görevi ise, "Lailahe illallah Muhammed'ün rasulüllah" ikrarında bulunarak kalben Allah'ın birliğini doğrulamaktır. İman yani ilahi güven kazanmak, dil ile ikrar değil, kalp itibariyle Allah'a teslim olmaktır.
Dil ile ikrar, dünya hayatımızda müslüman muamelesi görmemiz içindir. Bu itibarla Allahü Teala kalbimizde olan
teslimiyet ve tasdikimize itibar etmektedir.
Bir Hadis-i Şerifte: "Şüphesiz ki, Allah sizin ne suretlerinize ne de mallarınıza itibar eder, Allah; kalplerinize ve amel-i
salihinize (takip ettiğiniz hayat tarzına) itibar eder." buyrulmaktadır.
İmanı olmayanın güven içinde yaşaması mümkün değildir. Böyle bir insan, hayatını sadece dünyadan ibaret sanarak,
güvendiği maddeden başkası değildir. Halbuki, ilahi güven içinde olmak için yaratıcıya teslim olmak gerekmektedir.
Allah'a iman eden nere de ve nasıl bir halde olursa olsun hürdür. Dünyaya ve maddeye teslim olan ise hiçbir zaman
esaretten ve bunalımdan, kaygıdan kurtulamaz.
İman varsa imkan da vardır. "İyyake na’budu ve İyyake nestein" (Ya Rabbi), Ancak sana kulluk ederiz, ve yine ancak
senden yardım isteriz diyen bir mümin, güvendedir ve muhatabına güven verir.
Ne yazıktır ki, Müslümanım diyen çoğu insanımız,şirkten,riyadan ve kibirden hala kurtulamamışlardır. İman yani İslam,
Allah’a ortak koşmanın, büyüklenmenin ve hayatta gösteriş yapmanın zıddıdır. Bir insanda bunlar varsa imandan nasıl
söz edilir?
İman ile ilahi güveni kazanmışsak bir de yaratılmışlara karşı güven vermek gerekmektedir.
Peygamberimiz (Sallallahü Aleyhi Vesellem), peygamber olmadan evvel "Muhammed'ül Emiin" olarak tanınıyordu.
Güvenilir Muhammed. Bunu da putlara kulluk eden müşrikler söylemişti.
Dinimiz İslamda aslolan, kula kulluk değil, Allah'a kulluktur. Kim ki, Allah'a kullukta samimi ise o kimse Allah'ın
güveninde sakin bir hayat yaşar. Yoksa o kişinin hayatı kaygıdır, telaş ve korkudur.
Kader ve kazanın sahibi Allah'tır. "Kadere imanı olan kederden emin olur" gerçeğini unutmayalım.
Merhum, Mehmet Akif der ki: "iman büyük bir cevherdir, imansız olan kalp sinede yüktür."
Sahip olduğumuz cevherin kıymetini bilelim.Çünki, odur bizi cennete koyacak olan nimet.
Sözü uzatmadan, konuyu noktalayacak olursak, iman ve islamımız bizlere ana-ata ve geleneklerimizden miras
kalmamalı. Araştırmadan, düşünmeden, bize içinde bulunduğumuz hayattan intikal ettiği şekliyle yaşarsak Kuran ve
sünnet-i rasulüllahın terbiyesi dışında kalırız ki, bundan da Allah razı olmaz.
Peki ne yapmalı?
1. Önce kendimizi dikkate alarak düşünmeli, yaratılışımızı okumalıyız. İnsan okunması gereken ve kendisinde alemlerin
gizlendiği bir kitaptır.
2. Aklımıza ve kalbimize hitap eden Kur'an-ı Kerim'i anlayarak, düşünerek okumalıyız. Bizlere ne emrediyor ve neleri
yasaklıyor diye.
3. Bizi tevhide, cennete ve insanlığa davet eden Rasülüllahı anlayarak okumak ve onun izini takip etmeliyiz.
4. Kainat kitabını okumalı, sahibinin ve idarecisinin kim olduğunu, hiç aksamadan düzenli bir şekilde işlediğini
öğrenmeliyiz.
Güven mi istiyoruz, Allah'a kul olalım. Güven mi vermek istiyoruz, önce güvenilir bir insan olmalı, aramızda selamı
yaymalıyız.
Bekir Kaplan
Emekli Müftü
Bu Makale: Eldesnet tarafından 28.01.2020 Tarihinde Yayınlanmıştır. Web: https://eldesnet.tr.gg
Facebook: https://www.facebook.com/groups/124620934216887
Bu Makaleyi Pdf Olarak İndirmek için BURAYA tıklatınız.
Faydalı olması temennisiyle..
|
FOTOĞRAFLAR |
|
Görüntüler
Fotoğrafları daha büyük görebilmek için üzerine tıklayınız.
|
|