Özgür Düşünmek 04.08.2010
Değişim, öncelikle teknolojik alanda, sonra sırasıyla ekonomik, demografik ve kültürel alanlarda meydana gelmektedir. Globalleşen dünyada kültürel değişim, değişimler arasında en düşük hıza sahiptir. Her meslekten iş sahipleri yeni uzay teknolojilerinden yararlanmalı, bunlar kullanılır hale getirilmelidir. Yeniliklerle beraber yaşamak için özgür düşünmek gerekmektedir.
Öğretmenler, "çağımızdaki hızlı değişimi kavrayabilmek ve gelecek yüzyıla güvenli bir şekilde girebilmek için eğitim şekli nasıl olmalıdır?" sorusuna verdikleri cevap, idarecilerimizin talimatlarını bekliyoruz, olmaktadır. İarecilerin verdiği cevap ise üst düzey yöneticilerin konu ile ilgili çalışmalar yaptıklarını, uygulamaya geçildiğinde bilgileneceklerini ve ondan sonra anlamaya çalışacaklarını söylemektedir. Eğitim kurumlarında öğretmen olarak çalışanlar, yani işin sahipleri, konu hakkında düşünseler de düşüncelerini ifade edemiyorlar, düşündüklerini işlerine dahil edemiyorlar.
Sanayi devriminden bu yana benzeri görülmedik derinlik ve genişlikte değişim yaşanmaktadır. Bu değişimin özümlendiği ülkeler, topluluklar olabilir. Ancak ülkemizde yöneticisiyle, yönetilenleriyle insanlarımızın bu değişimi özümlediğini söylemek mümkün değildir. Çünkü merkezi yönetim, konu ile ilgili uyuşum politikaları geliştirmeyip işi akışına bırakmaktadır.
YENİLİKLER
Teknolojik değişimlerle siber çağa girmiş bulunuyoruz. Elektronik ve bilgisayar teknolojisiyle insan yarı makine haline gelmiş bulunmaktadır. Çok çeşitli siborglar kalp pillerine, işitme cihazlarına, diyaliz aletlerine, uçaklara, otobüs ve otomobillere takılarak yaygın halde kullanılmaktadır. İnsanların beyni dışında tüm vücut parçaları için yerine ikame edilebilir protezler üretilmektedir. Kütüphanelerdeki kartoteksleri kullanarak kitap bulma, hatta kütüphaneye gitme işi tarihe karışıyor.
İnternette web sayfaları yazılı haberleşme konusunda sınır tanımamaktadır. Bankalar otomatik makinelerden bankamatiklerle para çekme yerine vezneden para çekenlerden ilave ücret talep edecek duruma gelmiştir. Gelecekte ve kapıları ses ya da parmak izi kullanılarak açılabilecektir. Elektronik gözlüklerle gündüz ve gece mükemmel görüş sağlanabilecektir. Halihazırda otomobil motoru da uzaktan kumanda ile otomatik çalıştırılır hale gelecektir. Otomobillerin ön camına sadece sürücünün görebileceği güzergahı gösteren saydam harita yerleştirilebilecektir. Otomobil bilgisayarına adres verilerek trafiği en az ve en kısa yol takip edilerek istene yere sürücüsüz olarak gidilebilecek, böylece otomatik taksiler yaygınlaşacaktır.
Cep telefonları sahibinin sesini tanıyacak, bilgisayarlar şimdikinin birkaç katı daha hızla çalışabilecektir. Hız sınırı düşünme sınırına ulaşabilecektir. Şehir içinde, kaldırımların kenarına yerleştirilecek hareketli bantlarla yayalar saatte 40 km.ye kadar hızla taşınabilecektir.
AKILLI ÇALIŞMA PLANLARI
Bilgisayar teknolojisi büro çalışma alışkanlıklarını değiştirmiştir. Günlük çalışma süresini 8 saatten 16 saate çıkarmıştır. Büroda çalışma yerine evde, seyahatte, tatilde çalışma imkanları getirmiştir. Buna akıllı çalışma denilmektedir. Yüksek düzeyde iletişim ve elektronik bilgiye sahip bedensel engelli bir çalışan sağlam çalışana göre daha çok üretebilmektedir. Yetişkinlere göre çocuklar ve gençler bilgisayar kullanmayı ve internetten yararlanmayı daha kolay öğrenmektedirler. Günümüzde, çalışma hayatında beyinsel çalışma oranı %80'e yükselmiş, bedensel çalışma oranı %20'ye inmiştir.
DEĞİŞİM
Bu derinlik ve boyutta ekonomik ve teknolojik değişim tarihin hiçbir döneminde gerçekleşmemiştir. Avlanmadan tarım toplumuna ve devamında endüstriyel kentsel topluma geçiş süreci çok uzun yıllar almıştır. Şimdi ise gen yönlendirmesi ve elektronik hız çağı ile global bir dünya meydana gelmiştir. Bu hızlı çağ, uyuşturucu kullanımı, cinayet ve intiharlardaki hızlı artışı, aile içi şiddeti, çocuk ve kadın istismarını beraberinde getirmiştir. Ayrıca toplumun eski inançlarını yitirmesine, kendilerine yabancılaşmaya, depresyon ve tükenmeye yol açmıştır. Bugün şehirlerde yaşayanların çoğu 19. yüzyılda topraklarını terkederek göçeden köylülerin yaşadığı kontrol kaybı duygusuna kapılmış ve nostalji içinde bulunmaktadır. Daha basit bir yaşam zamanın özlemini duyuyor.
İşgücüne artan sayıda kadın ve çocuklar katılmaktadır. Farklı kültür, farklı ırk, bölgesel ve etnik farklılıkları bir arada barındıracak bir yönetim biçimi geliştirmelidir. Önyargı, bencil davranışlar ve ideolojik devlet anlayışı eskide kalmış gerici bir anlam taşımaktadır. Mevcut bilgi birikimlerine bağımlı kararlar oluşturmak, sahayı daraltmakta, kurum ve kuruluşları küçültmektedir.
Kültür, tüm toplulukların örgütlenmesinde kolaylık sağlayan ilkeler içermektedir. İnsanların kim olduğunu düşündüğünde aklına gelen kavramdır. Ancak Kültürel farklılıklar toplumların aralarında mesafeler oluşturmaktadır. Büyük toplumları bölmektedir. Toplumların problemlerinin çözümünde yardımcı araç olma yerine seçilmiş insanlar ya da üstün ırk anlayışı gibi kavramlar zamanla kendisi problem olarak ortaya çıkmaktadır. Kültürel gelenekler, dini inançlardaki sapmalar ve hurafeler, değişimin önündeki engellerdir. Bunlar değişimden sonraki hayat içinde de kendilerine yer bulabilmektedirler.
GELECEK ZAMAN
Gelecekle ilgili çalışmalarımızda çeşitli becerilerle donatılmamız gerekmektedir. Kültürel birikim, esneklik, zeka, heyecan ve hırs, mevcut kalpları anlamak, perspektif, global değerler ve vizyon bu beceriler arasında olmalıdır. Bu becerilerden vazgeçilmez olanı değişimi anlama ve uyum sağlama görevidir.
İletişim çağında değişime karşı koymak oldukça zordur. Değişimde gerekli olan yeni bir zihniyettir. Değişime ahlaki değerleri yitirmeden uyum sağlamak zorundayız. Değişim, teknolojik ve bilimsel yeniliklerden kaynaklanmaktadır. Değişim, bir aile içinde değil büyük bir köy olma yoluna girmiş dünya içinde gerçekleşmektedir. Geriye dönülmemekte ve aynı yerde de durulmaktadır. Çocuklarımıza temel ahlaki değerler de dahil olmak üzere zekalarını geliştirmeyi, işbirliği yapmayı, yeni tarzlarda düşünmeyi ve gelecek zamanda düşünmeyi öğretmeliyiz. Teknolojik, ekonomik ve kültürel değişim dalgalarının hayatımızı, işimizi, işletmelerimizi ve şirketlerin ulusal ve uluslar arası pazardaki konumunu nasıl etkileyeceğini belirleyerek gerekli önlemler alınmalıdır. Kısacası geleceğin neye benzeyeceğini bilmemiz gerekir. Ya da gelişmeleri yönlendirerek geleceği kontrol altına almak ve gelecek için bir model oluşturmak zorundayız.
Günümüzde bürokratik cumhuriyetten, demokratik cumhuriyete dönüşüm ancak teknolojik yenilikler ve yeni değişim anlayışıyla gerçekleştirilecektir. Ancak cumhuriyet yönetiminde zaman zaman oluşan oligarşik adalar için yasal düzenlemeler yeterli değildir. Oligarşik ada oluşturanlar doğurdukları problemlerden dolayı hesap vermek zorundadırlar.
Geleceğin çok sayıdaki yeni olaylarına uyum sağlayamayanlar geride kalacaklardır. Eskiden bilgelik krallara, büyücülere, kahinlere aitti, bugün ise özgür düşünmeye bağlıdır. Dünyadaki hayat özgür düşünceye dayalı kontrollü değişimle daha da iyileşecektir.
Prof. Dr. Necdet Aral
Hocamıza gönülden teşekkür eder, Allah C.C. rahmet eylesin. Mekan cennet olsun.
İstanbul 04.08.2010
Derleyen: Beytullah YILDIRIM
Bu Makale: Eldesnet tarafından 04.08.2010 Tarihinde Yayınlanmıştır.
Bu Makaleyi Pdf Olarak İndirmek için BURAYA tıklatınız.
Faydalı olması temennsi ile.